KARADAVUT  
 
  ŞİİR DÜNYAM 21.05.2025 15:26 (UTC)
   
 
Mona Roza
  Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller





Seçme Beyitler ve Mısralar  

1
Ger derse Fuzûlî ki güzellerde vefâ var
Aldanma ki şâir sözü elbette yalandır

2
Dest-bûsî ârzusuyla ölürsem dûstlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su

3
Gâh Mecnun gâh ben devr içre nevbet bekleriz

4
Çekme dâmen nâz edip üftâdelerden vehm kıl
Göklere açılmasın eller ki dâmânındadır

5
Ey Fuzûlî kalmışım hayrette bilmem neyleyim
Dehr zâlim baht nâ-fermân gam çok ömür az



Günümüz Türkçesiyle:

1)Fuzuli eğer “güzellerde vefa var” derse, aldanma ki şair sözü elbette yalandır.

2)Dostlar!onun elini öpmek arzusuyla ölürsem, toprağımdan testi yapın,onunla sevgiliye su sunun.

3)Devir içinde kâh Mecnun, kâh ben nöbet bekleriz.

4)Sana düşkünlerden, nazlanarak eteğini çökme.Kork eteğinde olan eller göklere açılmasın (âşıkların ilenmesin sana!)

5)Ey Fuzuli!şaşırmış kalmışım, bilmem neyliyeyim. Zaman zalim, baht buyruğuma uymuyor, gam çok,ömür az

FUZÛLÎ



Gazel - İçindir  

Âh eylediğim serv-i hırâmânın içindir
Kan ağladığım gonce-i handânın içindir

Ser-geşteliğim kâkül –i müşkınin ucundan
Âşüfteliğim zülf-i perîşânın içindir

Bîmâr tenim nerkis-i mestin eleminden
Hûnin ciğerim lâ’l-i dür-efşânın içindir

Yaktım tenimi vasl günü şem’ tek ammâ
Bil kim bu tedârük şeb-i hicrânın içindir

Kurtarmağa yağmâ-yı gamından dil ü cânı
Sa’yim nazar-ı nerkis-i fettânın içindir

Can ver gönül ol gamzeye kim bunca zamandır
Cân içre seni sakladığım ânın içindir

Vâiz bize dün dûzahı vasf etti Fuzûlî
Ol vasf senin külbe-i ahzânın içindir

Günümüz Türkçesiyle:

1-Âh edişim,salınarak yürüyen selvin (yani:selvi boyun) içindir,kan ağlayışım gülen koncan (yani:konca gibi ağzın) içindir.

2-Başımın dönmesi mis kokulu kâkülündendir;perişanlığım perişan saçın içindir.

3-Sarhoş nerkisinin (yani:süzgün gözünün) derdinden vücudum hastadır,inci saçan lâ’lin (yani:arasından inci gibi dişlerin görünen lâ’l gibi kırmızı dudakların) için ciğerim kanlıdır.

4-Kavuşma günü vücudumu mum gibi yaktım;bil ki,bu hazırlık senin ayrılık gecen içindir.

5-Gönül ve canı gamını yağmasından kurtarmağa çalışmam,fettan nerkisine (yani:nerkis gibi gözüne) feda etmek içindir.

6-Gönül! O süzgün bakışa can ver ki,bunca zamandır seni onun için canımın içinde saklıyorum.

7-Fuzuli!vaiz bize dün cehennemin nasıl olduğunu anlattı,o anlattıkları kulübesi içindir (yani:senin gam yuvası olan kulübene uygun düşmektedir.)

Fuzûlî



Gazel (Duymasın)  

1-Yâr ile hem-halvet ol cisminde cânın duymasın
Hâlet-i aşkı hikâyet kıl zebânın duymasın

2-Ger dile bir nâvek ursa ol kemân-ebrû sakın
Zahm-ı tîrin görmesin bağrında kanın duymasın

3-Kâkülünde nice yıl dil mürgü kılsın nâleler
Ârızında turra-i anber-feşânın duymasın

4-Hâkte olsun Hayâlî sayenin hem-sâyesî
Bile seyrân eylesin serv-i revânın duymasın

Günümüz Türkçesiyle

1-Sevgiliyle yapayalnız kal ,vücudunda canın duymasın;aşk halini anlat, dilin bile duymasın.
2-O yay başlı senin gönlüne bir vursa, sakın okun yarasını görmesin, bağrında kanı duymasın.
3-Gönül kuşu senin kâkülünde nice yıllar inlesin; ama yanağında amber kokusu saçan saçın bunu duymasın.
4-Hayâlî, senin topraktaki gölgenin komşusu olsun, onunla birlikte dolaşsın, fakat senin salınarak yürüyen selvi boyun bunu duymasın.

Hayâlî
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün 8777 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol